Al Pacino, 25 Nisan 1940'ta New York, Doğu Harlem'de dünyaya geldi. Oyunculuk dersleri alan Pacino, zaman zaman çıktığı gösterilerde oyunculuğunu geliştirdi. 1966 yılında Actors Studio'da eğitim için hak kazandı. Daha sonra James Earl Jones ile çalıştığı The Place Creep'de rol aldı. 1967-68 tiyatro sezonunda zalim bir sokak serserisini oynadığı The Indian Wants the Bronx ile Obie Ödülleri En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı.
Al Pacino'nun Broadway'de sahneye çıktığı ilk oyun Does the Tiger Wear a Necktie?'dır. Her ne kadar oyun kırk gösterimden sonra kaldırıldı ise de Pacino, topluma uyum sağlayamayan bir uyuşturucu bağımlısını canlandırdığı rolüyle Tony Ödülü'nün sahibi oldu. Al Pacino'nun kariyerindeki ilk filmi, 1969 yılında çevirdiği Me, Natalie' dir. Buradaki başarısıyla, yapımcılığını Paramount'un üstlendiği, Francis Ford Coppola'nın The Godfather (Baba) filminde Michael Corleone rolünü oynamaya hak kazanacaktır. Bu filmdeki performansı ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday gösterildi. Daha sonra Broadway oyunlarına döndü ve başrolünü oynadığı The Basic Training of Pavlo Hummel ile ikinci kez Tony ödülünün sahibi oldu.
Pacino 1974'te ikincisi çevrilen Baba serisinde yine Michael Corleone rolüyle bu kez En İyi Erkek Oyuncu Oscarı'na aday gösterildi. 1975'te Dog Day Afternoon filminde bir banka soyguncusu rolünde bir Oscar adaylığı daha elde etti.
Pacino'nun daha sonra rol aldığı filmleri, homoseksüel bir seri katilin peşinde olan bir polis memurunu canlandırdığı Cruising, ve Author Author adlı komedi iş yapmadı. 1983 yılında Brian De Palma'nın yönettigi, şiddeti bol Scarface (Yaralı Yüz) ise ilk gösterildiğinde sinemanın kült filmleri arasındaki yerini aldı. Sinema tarihinin en unutulmaz karakterlerinden olan Küba göçmeni Tony Montana performansıyla Pacino bir Altın Küre adaylığı elde etti.
Fakat başarının arkasından tekrar başarısızlık geldi ve Pacino tarihsel epik Revolution (Devrim)'dan sonra gözlerden uzaklaştı. Bu arada The Local Stigmatic filmiyle yönetmenliği denedi. Bu filmi piyasaya sürmeme kararı almıştır.
Al Pacino'nun dönüşü, 1989'da çekilen Sea of Love (Aşk Denizi) filmi ile oldu. Film büyük sükse yaptı. Pacino yeniden bir stardı! 1990'da gösterişli bir gangsteri oynadığı Dick Tracy ile altıncı kez Oscar'a aday olan Pacino, aynı yıl çevrilen, üçlemenin üçüncü ayağı "The Godfather Part III" (Baba 3)'de yer aldı
Ertesi yıl çevirdiği romantik komedi Frankie and Johnny ve ardından gelen Glengarry Glen Ross, sevilen filmleriydi. Uzun süren sessizliğin ardından Scent of a Woman (Kadın Kokusu)'ndaki oyunculuğu ile nihayet Oscar ödülüne kavuşmayı başardı. Yıldız aktör, yaptığı konuşmaya "Kaybetme serimi sonlandırdınız" sözleri ile başlamıştı.
1993'te Brian De Palma ile tekrar çalıştığı Carlito'nun Yolu (Carlito's Way) ve 1995'te Michael Mann'in yazıp yönettigi, ve Robert De Niro'nun canlandırdığı bir hırsızın peşindeki polisi oynadığı Büyük Hesaplaşma (Heat) ile kariyerine devam eden Pacino, 1996'da politik bir dram olan City Hall'da rol aldı. Fakat o sene dikkatleri daha çok yazıp yönettiği ve rol aldığı Looking for Richard ile çekti.
1997 senesinde genç Hollywood starları ile çevirdiği filmler gündemdeydi. Önce Johnny Depp ile Donnie Brasco ve sonra Keanu Reeves ile The Devil's Advocate (Şeytanın Avukatı)... Al Pacino, 1999 yapımı The Insider (Köstebek) ile sinemaseverlerin karşısında. Başrolü Russell Crowe ile paylaşan Pacino, sigara şirketlerinin halktan gizlediği sırların anlatıldığı ve yayın aşamasında kıyametin koptuğu "60 Dakika" adlı programın yapımcısı Lowell Bergman'ı canlandırdı.
2000 yılında yönetmenliğini Oliver Stone'un üstlendiği ve başrollerinde Cameron Diaz, James Woods ve Dennis Quaid gibi deneyimli oyuncuların yer aldığı Any Given Sunday (Kazanma Hırsı) adlı filmde oynayan aktör, Tony D'Amato adında Amerikan futbolu aşığı bir koçu canlandırdı.
2002 yılında cover Andrew Niccol'ün yönettiği, Rachel Roberts'in S1M0NE karakterini canlandırdığı S1M0NE adlı eserde Al Pacino Hollywood yıldızlarının kaprislerine karşı tesadüfen eline geçen bir fırsatla tepki göstermeyi amaçlayan bir yönetmen olan Viktor Taransky'yi canlandırdı. 2003 yılında genç yıldızlardan olan Colin Farrell ile Çaylak isimli filmde oynadı. 2003 yılında rol aldığı Angels in America adlı mini dizi 12 dalda emmy ödülü aldı, Al Pacino da bu dizi ile ilk emmy ödülünü almış oldu. Aynı yıl Venedik Taciri ismli filminde yahudi tefeci Shylokcu oynadı. 2005 yılında Kirli Para adlı pek beğenilmeyen filimde rol aldı. 2007 yılında ise Jon Avnet'in yönetmenliğini yaptığı 88 Minutes isimli filmde başrolü oynadı. Bu filmde geçmişte kendisinin tespitleri sonucu yakalanan ve idama mahkûm edilen bir cinayet zanlısının suçunu kaldırmak isteyenler tarafından tehdit edilen bir cinayet psikiyatristi ve üniversite hocasını canlandırdı.
Diğer taraftan en son 1995 yılında Michael Mann tarfından yönetilen "Heat" filminde usta oyuncu Robert De Niro ile bir araya gelen Al Pacino, 2008'de Jon Avnet'in yönetmenliğini üstlendiği Orijinal Cinayetler (Righteous Kill) filminde yeniden başrolü paylaştı.
Türkiye'de 3 Mayıs 2013'te gösterime giren Eski Dostlar (Stand Up Guys) filminde kendi gibi usta oyuncular Christopher Walken ve Alan Arkin'le bir araya geldi.
Oscar Ödülü
Al Pacino 1992 yılında Scent of a Woman filminde sergilediği performansla En İyi Drama Erkek Oyuncu Oscarını kazandı. Bu ödül, Pacino'nun görkemli kariyerinin tek Akademi ödülüdür. Toplamda 8 kez OScar adayı olmuştur. Ayrıca 15 kez aday olduğu Altın Küre Ödülü'nü de 4 kez kazanmayı başarmıştır.
Özel Hayatı
Hiç evlenmeyen Al Pacino'nun oyuncu eğitmeni Jan Tarrant ile birlikteliğinden Julie Marie (d. 1989) adlı bir kızı, aktris Beverly D'Angelo ile birlikteliğinden Olivia Rose ve Anton James (d. 2001) adında ikiz çocukları bulunmaktadır. Geçmiş yıllarda Diane Keaton başta olmak üzere birçok oyuncuyla ilişkileri olmuştur.
Al Pacino'nun en iyi filmleri listesine buradan ulaşabilirsiniz.